İçeriğe geç

tiananmenian Yazılar

Pazar Yazıları – 0040

Sonra kızıyorum kendime, alınganlığıma, takıntılarıma, dokunmalarıma, duyarlılığıma öfkeleniyorum. Tek bir hayatım var ve ben yirmi dokuz dişimi dahi verdim kendisine şimdiye kadar. Yarım asır yaşadım ve geriye bakıldığında geçmiş bir nefes alıp vermekten kısa bir sürede tükenmiş ve o nefes kadar değerli de değil. Ne çok boş şey, bir sürü aldanış, gidişler, gelişler, tutunuşlar ve bir dünya saçmalıktan ibaret harcanmış…

Yorum Bırak

Pazar yazıları – 0039

İlahi Azrail sen adamı adamı öldürürsün diyecekken tam, sen adamı güldürürsün diye değiştiriyorum anında. Adamı ya da kadını, yuvarlak hesap insanı Azrail öldürmüyor, küçük şeyler, küçük hayatlar, küçük hesaplar önce aşındırıyor, sonra deliyor, en sonunda da mezara iteliyor. Benden yana sorun yok, yarım asır yaşadım ve bir sikim de anlamadım hayat denilen zımbırtıdan. Sadece Şirazlı Sadi abimizin “Bir damla kan,…

Yorum Bırak

Pazar Yazıları – 0038

Ama nasıl alkollüyüm biliyor musun? Bilemezsin elbette ancak, “musun” soru ekini bir önceki kelimeden ayıracak kadar da ayığım onu fark ettiysen devam et, edemediysen de ebenin örekesine kadar yolun var… Ben sarhoş oluğumda, hadi yumuşatayım, olmak üzereyken, Ali Asker dinlerim. “Metris’in önü” çok önemlidir ben de, “Aman alim uyan” dinlerim, ki orada adı geçen Ali ağabeyimiz, aslında Arap Ali lakaplı…

1 Yorum

Pazar Yazıları – 0037

Beni en iyi anlatan dinlenilesi şey, psikedilik müzik türünün Türkiye şubesi Baba Zula tarafından icra edilen ve tek sözcüğü “Babamız bizi sevmedi, çirkiniz,çirkiniz…” olan manyak parça. Sevmeyecektin de niye var oluşuma katkıda bulundun o zaman? diye soramıyoruz tabii. Yaşlı ve saygı duyulması gerek, yaşlı ve saygı duyuyoruz. Sen kendini bilerek ve isteyerek anne ve baban tarafından bilinçli bir şekilde oluşturulduğunu…

Yorum Bırak

Troyka – 0005

5                    Gidemedim tabi, bir sürü ayrıntıya boğuldum, sizin siktir et diyeceğiniz çoğu şey benim için hayati derecede önemli.  Deliyiz diyoruz ya bu yüzden birazda.  Ayrıntılar, ayrıntılar, binlerce ufak tefek kırıntıdan oluşmuş bok böcekleri.  Her birini bir yana bırakalım da sana Aslı’yı anlatayım.  Daha önce bahsi geçen gizemli kız olur kendileri.  Kendini aşağılamış bile olsa ve hiçbir şeye layık…

Yorum Bırak

Pazar Yazıları – 0036

Olağanüstü zamanlar olağan sonuçlar doğurabilir mi? Seyreyleyip göreceğiz. Dünya .üküme minare .ötümegillerden biri olamadım hiç. Bu genetik bir şey, çok da kasmaya gerek yok, zorlamanın alemi de. Benim dünyam da tam bir kaos, şu an bile içindeyim. Hatun çamaşır yıkamış asmış ve her seferinde evin anahtarını almadan evden çıkıyor ve benden başka iki kımıl zararlısı ve onlardan küçük olanın kendinden…

Yorum Bırak

Pazar Yazıları – 0035

Bir tür yanılsama… Geçenlerde benim büfeciye uğradım, öğlen vakti olduğundan hanımı tezgahın başındaydı ve kara çarşaflı bir komşusuyla sohbet ederlerken daldım içeri. Kara çarşaf beni görmedi arkası dönük olduğu için ve aynen şöyle söyledi; “Ameller niyete göredir!” Ben dolaba yöneldim ve adetim olduğu üzere üç kırmızı Tuborg’u kavrayarak tezgaha yöneldim. Kara çarşaf beni fark etti ve yana çekildi. Hesabı ödeyip…

Yorum Bırak

Pazar Yazıları – 0034

Ben uzağı göremem Lilith! Bu bir lütuf, gözlüğümü çıkardığımda üç metre ötemdekinin yüzünü seçemem, dost mu düşman mı bilemem. Ben lanetliyim Lilith, bir önceki yüzyılda takılıp kalmış bir ucube. Korkunç bir kabusa uyandık ve eziliyoruz bu karabasanda. Büyük kötülük her yeri sarıyor ve zaman zaman ne kadar un ufak olduğumuzu hissettiriyor bizlere. İki kere elektrik faturasını ödemese kahrından geberip gidecek…

Yorum Bırak

Pazar Yazıları – 0033

Bir kış gecesi kabusu… İnsanı yok eden şeyler var. Şeyler… Mesela tuvalet klozeti kapağı, sararmış ve kirli. Değiştirmek istiyorsun sürekli ve zamanın yok. Her seferinde o boktan sararmış rengine takılıyorsun, bunu değiştirmem gerekiyor diyorsun içten içe. Her seferinde unutuyorsun, her seferinde erteliyorsun ve her birinde o sararmış renge bir daha katlanıyorsun. Fakirlik değil bu, boş vermişlik biraz. Biraz ondan, biraz…

Yorum Bırak

Pazar Yazıları – 0032

Bir kış gecesi hikayesi… Ne fırtınada soğuğa küserim ne de ayağıma değen taşa küfrederim. Hepsi olması gerektiği gibi, her şey yerli yerinde. Tolstoy’un itiraflarını okudum geçenlerde. Boş beleş arayışlar ve eninde sonunda bulamayış. İnanca sığınma ve kendinden kaçma ile sonlanan bir hayat. Çok güzel dostum, her şey üstüne üstüne gelecek ve sonrasında yaşlanıp öleceksin. Zenginsin ve sırtın yumuşak yastıklara alışık…

Yorum Bırak